Ölüm/Doğum/Ölüm Döngüsü – HADES –
… Önce boşluk vardı.
Mitoloji, dinler ve tarih iç içe geçmiş arketipler ve psişeler bütünüdür ve birbirinden ayrılamazlar. Yunan mitolojisine göre Kozmozdan önce Kaos kendini gösterdi ve ilahi devinimi başlattı. Bunu da ilk olarak Gaia (toprak ana), Eros (sevgi) ve Tartarus’u (yer altı) kendinden türeterek yaptı. Bunlardan Gaia, ana tanrıça olarak tüm tanrıların ve titanların annesi oldu ve kendine dağları (Ourea), denizi (Pontos) ve gökyüzünü (Uoronos) yarattı. Gökyüzü ile birleşerek altısı dişi, altısı erkek 12 Titan(*1) doğurdu. Ancak Uoronos doğan tüm evlatlarını (titanlar) Gaia’ya gömüyordu. Bunun yükünü taşımakta zorlanan toprak ana zamanın yöneticisi olan oğlu Kronos (Satürn) ile birlik olup Uoronos’u yendi ve Kronos diğer kardeşlerinin arasından sıyrılıp tahtın başına geçti. Rhea ile evlenerek ilk tanrılar olarak bilinen Zeus, Poseidon, Hades, Hera, Demeter ve Hestia’yı doğurdu. Fakat zamanı yöneten Kronos tahtına çok düşkündü bu yüzden tüm çocuklarını yiyordu. Bu durumdan usanan Rhea, son çocukları olan Zeus’u kaçırdı ve Gaia’nın korumasına verdi. Büyüyüp güçlenen Zeus Kronos’a karşı savaş açıp kardeşlerini Kronos’un karnından kurtardı. 12 sene sürecek olan titan savaşları da bu şekilde birinci nesil Olimpos’lular ile ikinci nesil arasında başladı ve Kronos da babası Uranos gibi, tahtını yenilerek oğlu Zeus’a bırakmak zorunda kaldı. Benzer hikaye İncil’de aşağıdaki şekilde karşımıza çıkmaktadır:
“Ve gökte cenk oldu;
Mikail ve kendi melekleri ejderle cenk etmek için çıktılar;
ve ejder ve kendi melekleri cenk ettiler,
ve galip olmadılar,
ve gökte artık onların yeri bulunmadı.
Ve İblis ve Şeytan denilen büyük ejder,
bütün dünyayı saptıran eski yılan (serpent), yeryüzüne atıldı,
ve onun melekleri kendisi ile beraber atıldılar.“
İncil – Revelation 12:7-9
Görsel: Lexion der Antiken Mythen und Gestalten
Yönetimi eline alan Zeus, Poseidon ve Hades hükümdarlığı aralarında bölüştüler. Zeus Olimpos’taki tahtına otururken Poseidon denizlerin, Hades ise yer altının krallığını aldı.
“Dünya bölündü üçe, üçümüz de aldık payımızı.
Köpüklü deniz düştü bana,
Sisli karanlık ülkesi düştü Hades’in payına…”
Poseidon’ın sözleri – İlyada – Homeros
Bu üçleme Mısır mitolojisinde karşımıza İsis-Osiris-Horus; Hristiyanlıkta Baba-Oğul-Kutsal Ruh; Yunan mitolojisinde gök (Zeus), deniz (Poseidon), yeraltı (Hades) olarak karşımıza çıkmaktadır. Kabalistik olarak Ka-Ba-Ra yani ruh, beden, tin üçlemesi olarak da yorumlamak mümkündür. Anne, baba, çocuk da en göz önündeki üçlemedir.
Hades; karanlıklar lordu, yer altı tanrısı, ölüler diyarının koruyucusu, magma…
Buraya kadar gelmişken Hades ve Persephone’nin hikayesine değinmeden olmaz.
Demeter ‘in de yatağına girdi Zeus.
Canlıları doyuran, tarlalar tanrıçasının.
Ak kollu Persephone’yi doğurdu Demeter,
yeraltı tanrısı Aidoneus kaçırdı onu anasının koynundan
ve bilge Zeus bıraktı kızını ona.
Hesiodos (Theog. 911 vd.)
Persephone, Zeus ile Demeter’in biricik kızlarıdır. Kocası Zeus’un Olimpos’taki şatafatlı hayatının aksine Demeter, ölümlülerin gösterişsiz evlerinde yemek yiyecek kadar alçak gönüllü olan; tarımın, bereketin, mevsimlerin ve anne sevgisinin tanrıçası idi. Hayattaki en büyük neşe kaynağı ise güzeller güzeli kızı Persephone idi. Zeus’un eşi Aprodithe ise ölümlülerin Zeus’tan Hades kadar korkmadığını fark edip Hades’in dikkatini dağıtmak istedi. Bunun için Eros’a Hades’e bir ok fırlatıp onu Persephone’ye aşık etmesini buyurdu.
Ok işe yaramıştı…
Persephone’nin aşkından gözü kör olan Hades, Sicilya dağlarında her zaman yaptığı gibi çiçek toplayıp şarkı söylediği bir anda siyah atların koşturduğu arabası ile yerin altından fırlayarak Demeter’in biricik kızına sahip oldu ve onu yer altı krallığına kaçırdı. Bunu sadece Güneş’in efendisi Helios gördü.
* Thomassin’s Recucil des Figures, Groupes, Themes, Fontaines, Vases et autres Ornements
Kardeşi (Hades) kızını isteyen Zeus, Demeter’e rağmen Hades’i kıramaz ve Persephone’yi ona teslim eder. Bir süre kızından haber alamayan Demeter ise deliye dönmüştür! Önce kızının kaybolduğu topraklar olan Sicilya’yı cezalandırır. Sonra da tüm dünyadaki bereketi alıp götürür. Kızına ulaşamayan Demeter’in kızıgınlığı yüzünden toprak kurur, çiçekler solar, tahıl ve bereket dört bir yanda biter. Tüm toprakları derin bir karanlık ve bereketsizlik sarar. Bunu gören Helios, Demeter’e işin aslını anlatınca Zeus’un yanında soluğu alan Demeter kızının geri gelmesi için yalvarır. Ancak Hades de büyük bir tanrıdır ve Persephone’yi aşk ile yanında götürmüştür. Yine de Demeter’in tüm topraklara kuraklık getirmesini ve bu kadar üzülmesini istemediği için Zeus Hermes’i görevlendirir ve Hades’e kızlarını geri getirmesini buyurur. Hades’e inenlerin orada hiçbir şey yememesi gereklidir aksi taktirde oradan kurtuluş mümkün değildir. Zeus’un isteğini geri çeviremeyen Hades Persephone’ye bir tane nar tanesi yedirdir. Bunu yiyen güzel Persephone Hermes ile yer yüzüne geri döner ancak yediği nar tanesi yüzünden karanlıklar krallığına dönmesi kaçınılmaz olmuştur. Kızına kavuşmanın neşesi, bu haberi alınca kursağında kalır zavallı Demeter’in. İşte tam da o anda sevgili annesi Rhea belirir ve;
“Gel çocuğum” der. “Bir anne neşeye olduğu kadar acıya da katlanmalı. Acı hepimizin başına gelir. Üzüntünün seni mahvetmesine izin verme”…
“OIympos Dağı’ndan geliyorum” diye devam eder Rhea, “Kardeşin (Y.N: aynı zamanda eşi) Zeus’tan özel bir haber getirdim. Ölümsüz tanrılar arasında büyük onur bulacağın OIympos ailesine dönmeni istiyor. Persephone’nin Hades’in karanlık, kasvetli krallığında yılın sadece üçte birini geçireceğine söz verdi. Her yıl baharın güzel kokulu çiçeklerinin açma zamanı geldiğinde, karanlıklar krallığını bırakarak sana dönecek. Bütün ekinler hasat edilene, güneşin efendisi Helios’un günleri kısaltıp serinletmesine kadar beraber olacaksınız. Zeus’a beslediğin öfkeni bir kenara bırak çocuğum. Beraber olduğunuz mevsimlerin keyfini çıkar.” (*2)
İşte bu şekilde mevsimler ortaya çıkar. Yani karanlıklar prensi Hades, bereket tanrıçası Demeter ve Persephone bu mitos ile mevsimlerin oluşmasına sebep olur. İkna olan Demeter yeniden toprakları yeşertir, ta ki Güneş’in ışıklarının azaldığı, kızının yer altı dünyasına indiği kış mevsimine kadar…
Hades ölüler diyarı olarak birçok esere ve hikâyeye konu olmuştur. Yunan mitinde ‘Hadou Domos’ yani Hades’in Konağı, zaman ile Hades’e evreşmiştir. Ölen canlılar ve Titanlar, Kharon’un kayığı ile Acheron ırmağı üzerinden Hades’e götürülüp üç hâkimi tarafından (Minos, Eacus, Rhadamanthus) yargılandıktan sonra Hades’in üç katından birine gönderilirlerdi. Ölen insanlar fani ömürlerinde iyi oldular ise Elysium’a, ne iyi ne kötü oldular (yani kayıtsız ve olağan!) ise Asphodel’e gönderilirdi. Her katında kötülere farklı ceza verilen Hades’te, onanmayacak büyük kötülük yapanlar ve savaşı kaybeden Titan’lar, ‘Hades’in de Hades’i’ diye adlandırabileceğimiz en dipteki Tartaros’a yollanırlardı. Hades’te farklı görevlere hizmet eden 5 tane nehir vardı: Acheron (acı), Styx (nefret), Phlegethon (ateş), Cocytus (iniltiler) ve Lethe (unutma). Acheron, Styx, Phlegethon ve Cocytus, insan ruhunu ölümden sonra bekleyen kefaret niteliğindeki cezanın dört evresini temsil etmektedir.
Hades’in kapısında duran Kerberos (çok derinlerdeki şeytani çukur iblisi) genel inanışa göre üç başlı, Hesiode’a göre elli, Horatius’a göre ise yüz başı olan, kuyruğu yılan, sırtı yılanbaşı dolu, ısırıkları zehirli bir köpekti ve Hades’i korumak ile görevli idi.
“Korkunç görünüşlü Kerberos hayvanı,
köpek gibi havlıyordu üç ağzının üçüyle,
sulara gömülü ölülere.
Gözleri kırmızı, sakalı yağlı, karaydı,
karnı kocaman, elleri tırnaklıydı;
ruhları tırmalıyor, derilerini yüzüyor, parçalıyordu.”
Dante – İlahi Komedya – Cehennem
Hades tüm bu mitolojilerde şeytani tarafından öte etliye sütlüye karışmadan yer altı dünyasını alçak gönüllü bir şekilde yöneten, diğer kardeşlerinin aksine şatafatlı bir hayat sürmeden yaşayan bir tanrıdır. Roma mitolojisinde Hades’in isminin anılmasının uğursuzluk getireceğine inanıldığından ölüler diyarına “yer altı zenginliklerini” vurgulayan ‘Pluto’ (ploutos) ismi verilmiştir. Pluto’yu bu anlamda derinliklerden gelen bilgelik, içsel zenginlik, öğretici ve caydırıcı öğretmen olarak da yorumlayabiliriz. Yine de bunlar Homeros’un Hades’i “Tanrıların bile tiksindiği çirkef dolu ülke” olarak anlatmasının önüne geçememiştir.
…”Hermes insanın neden cehalet günahı yüzünden ölümsüzlükten koparıldığını bilmek istedi. Yüce Ejderha şöyle cevap verdi:
“Cahiller için beden en önemli şeydir ve onlar içlerindeki ölümsüzlüğü gerçekleştirme kapasitesinden yoksundur. Bir tek ölecek olan bedeni bildikleri için, ölüme inanırlar ve ölümün sebebi ve gerçekliği olan maddeye taparlar…”
Çağlar boyunca insanlar Hades’e ya da Pluto’ya kurbanlar vermişlerdir. Yapılan ayinlerin içinde toprağa derin kuyular kazıp içine kurbanların kanının dökülmesi ya da insanların başlarını yere vura vura (yer altı) dua etmesi gibi ritüeller yer almaktadır. Roma’lılar 2. ayın 2. gününü Pluto’ya adamışlardır ve ritülleri için bugünü seçmişlerdir. Klasik astrolojide 2. ev Hades’in yeryüzüne çıktığı kapı olarak kabul edilir.
Hades, Alman masallarında ” Tarnkappe” diye anılan ve kendisine görünmezlik özelliği katan bir başlık takmaktadır. Hem yaşamı hem de ölümü temsil eden ‘Bident’ isimli çift başlı mızrağı ve görünmezlik başlığı Hades’in iki belirleyici aksesuarıdır. Ölümün aniden, beklenmedik şekilde gelmesi ve her ölümün bir başlangıç olduğu inanışı bu sembolizmleri fevkalade şekilde açıklamaktadır.
Şimdi biraz da Hades’in astrolojik olarak incelemesine göz atalım:
Hades, ünlü Uranyen astrolog Alfred Witte tarafından öne sürülen ve hala gözle görülen bir şekilde kanıtlanmamış olsa da literatüre geçmiş olan Transneptünyen gezegenlerden birisidir. Sene henüz 1914 olduğu için henüz Pluto keşfedilmemişti (*3) bu yüzden en uzak gezegen Neptün idi. Ötesi henüz bulunamadığı için içlerinde Hades’in de bulunduğu Admetos, Zeus, Cupido, Apollon, Kronos, Vulcan ve Poseidon varsayımsal transneptünyen gezegenler olarak kabul edildi. Öğrencilerinden Hans Niggeman’ın bulumlarını kitap haline getirip ephemerislerini de ekleyerek yayınlaması ile bu varsayımsal gezegenler astrologlar için göz ardı edilemeyecek noktalar haline geldi.
Peki Hades haritalarda ne anlama gelir?
Hades’in tüm mitolojisi ölüm/doğum/ölüm döngüsü ile alakalı olduğu için özellikle medikal astrolojide büyük önem kazanmıştır. Haritalardaki konumu ve aldığı açılara göre değişmek ile birlikte aşağıdaki konularda göstergelere sahiptir:
Ölüm, çürüme, ölüm şeklinin ve zamanının belirlenmesi, iflas, kayıp, kangren, deformasyon, sokak dilencileri, ağzı bozuk, pis insanlar, vücutlarına çöp gibi davranarak yeme alışkanlığı, bir bedenin, organın ya da sistemin spiritüel, mental, duygusal ya da fiziksel düzeyde bozulması, yeninin gelmesi için eski kalıpların yıkılması, kangren, kendine ya da etrafa duyulan nefret, içimizde beslediğimiz canavar, kötürümlük, intihar ya da intihara meyillilik, zehirli hayvanlar ve ısırmaları, gıda zehirlenmesi, aileden gelen kötücül inanış ve düşünceler, tecavüze meyillilik, enfeksiyon, sosyopatlık, anoreksia ya da blumia gibi kendine nefretten doğan hastalıklar, deformasyon, üzüntü, keder, dulluk, yetimlik, bakteri, regresyon, deformasyon, solma, büzüşme, depresyon, saldırı sonrası travma, melankoli, kurban psikolojisi, fobiler…
Hades’i haritalarında güçlü etkiye sahip olan insanlarda kendi ayağına çelme atma, kendini dibe çekme, hiçbir şeyi doğru yapamama hissi, kaybetmeye ve bırakmaya eğilim, düşük özgüven, gölge yönlere kaçmak, yalnız çalışmak, (kendinde ve başkalarının hayatındaki) geçmişe takıntı, ruhsal ve psikolojik olarak derine inebilme, derin şifacılık yetenekleri gibi etkiler görülebilir. Hades astrolojide Pluto’dan bir üst oktavdır. Bazı örnekler ile açıklamamız gerekir ise;
Örneğin 4. Evdeki bir Hades anne ya da babada erken bir ölüme ya da ailede iflasa sebebiyet verebilir. 2. Evdeki Hades maddi konularda sıkıntı yaratırken, 8. Evde borç ve miras konularında sıkıntılar yaşatabilir. Evlerin konularına göre Hades’in anlamları da değişecektir. 9. Evdeki Hades yurt dışı ile bağlantılı konular, ithalat ihracat gibi alanlarda sorunlara dikkat çekerken 7. Evde ikili ilişkilerde, evliliklerde çürümeler, bozulmalar ile ilişkilendirilebilir.
Hades miti ve astolojideki karşılığı diğer tüm arketipler gibi derindir ve dikkatle incelenmesi gereklidir. Bizlere bu bilgileri sağlayan kıymetli hocalarımıza, eserlerinden faydalandığımız yazarlara ve bu yazıyı sonuna kadar okuma sabrını gösteren tüm astroloji sevdalılarına teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgi ve özgürlükle,
Laden – 13.03.2020
(*1) 12 Titanlar şu şekilde sıralanır: Kronos (zaman), Hyperion (güneş), Phoebe (gizem), Themis (adalet ve düzen), Lapetos (ölümlülük ve ömür süresi), Theia (dış görünüm ve değerli taşlar), Okeanos (okyanus), Tethys (yeraltı suları), Koios (akıl, bilgelik ve kuzey kutbu), Rhea (cinsel bereket), Mnemosyne (hafıza ve hatıra), Kriyus (savaş ve barış).
(*2) Donna Rosenberg-Dünya Mitolojisi Buyuk Destan ve Söylenceler Antolojisi syf 52
(*3) Pluto 1936 yılında Clyde Tombaugh tarafından keşfedildi.
Kaynaklar:
Halil Gökhan Ed:Semboller
The Uranian or Transneptune Planets–Hades – Eileen Nauman
Encyclopedia of Reincarnation and Karma NORMAN C. MCCLELLAND
Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
Dante – İlahi Komedya
Homeros – İlyada & Odysseia
İncil
Tüm Çağların Gizli Öğretileri – Manly P. Hall Syf 102
The Secret Teachings of all Ages – Manly P. Hall
Round Trip to Hades in the Eastern Mediterranean Tradition – Gunnel Ekroth & Ingela Nilsson
Biderman Dictionary of Symbolism
Wynn Westcott – Numbers
Zafer Özyiğit Troy Karma Kehanet Ders Notları